Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

Trigonosefali

Bebeklerin kafatası kemikleri beynin rahat bir biçimde büyümesi için birbirinden ayrı oluyor ve bebeğin gelişimi süresinde kapanıyor. Bazen bebeklerde bu kemiklerin erken kapanmasindan kaynaklı Kraniosinostoz denilen bir rahatsızlık ortaya çıkıyor. Kemiğin kapandığı sütura göre kendi içinde de ayrılıyor. Trigonosefali diğer bir deyişle üçgen alın bunlardan biri. Alın kismindaki kemiklerin yani metopik süturun erken kapanması sebebiyle oluşuyor. Bu da kafa büyüdükçe alın kisminda şekil bozukluğuna sebep oluyor. Şakaklar basık oluyor bunun sonucunda alnın ortasina doğru üçgen bir sivrilik oluşuyor, gözler birbirine çok yakın ve çekik oluyor. Bizim doktorumuzdan  öğrendiğimize göre bu rahatsızlık daha kromozomlar birleşirkenki bir genetik hatadan kaynaklanıyor. Anne karnında kapanmaya başlıyor, o kadar erken yani. Rüyayı kucağıma ilk verdiklerinde fark ettik biz alnındaki çıkıntıyı. Çocuk doktoru ilk başta önemsemedi, doğdunda bebeklerin kafaları yamuk yumuk olabiliyor sonradan düzeli

Salgın Günlerinde Çocuklu Ev: Bol Rüyalı Günler

Bir yıldır sabahın köründe okula gidip akşam vakti gelen, bizimle bir gün içinde 4-5 saat geçiren çocuğumuzla şimdi 7 gün 24 saat birlikteyiz. Hafta sonu da kurstu, gezmeydi derken ev ortamından çıkılıyordu. Sadece evde kalmak değil, evde çocukla kalmak ayrı bir deneyim oldu/oluyor. Tabii ki yalnız değiliz, binlerce aile böyle. Herkesin ev koşulları farklı olabilir; belki bahçesi/site içinde olan evler daha kolay atlatırken, kardeşi olan, daha kalabalık evler için ayrı sıkıntılar vardır. Biz de bizim deneyimimizden anlar sunmak istedik. 16 Mart’tan bu yana, bol Rüyalı günlerde ne yaptık?

İlk hafta durumun pek farkında değildik doğal olarak. Henüz iki haftalık, biraz daha uzasa bir aylık bir durumdur düşüncesi hakimdi. Belki ilk hafta bütün enerjimizi tüketmesek iyiydi! O haftaya öğlen uykusu uyunacak kuralıyla başladık, iki gün sürdü; uyku yoksa akşam erken yatacaksın kuralı da iki gün. Cumartesine varmadan sabah 9 akşam 10 mesaisi başlamıştı bizim için.

İlk günlerde genelde Ebru’nun yaratıcılığının eseri çeşitli etkinlikler, boyama ve el işleriyle uğraşma vakit aldı. İlk haftanın ürünlerini disconnectuserectus instagram hesabımızda paylaştık.

O günlerde havanın karlı ve soğuk olması da evde kalmayı çok zorlu hale getirmedi; zaten dışarı çıkma şansımız yoktu ama kışın bile yağmayan kar Mart sonunda yağınca karla oynasın diye apartmanın önüne çıktık bir kere.

O günlerde günlük rutine kahvaltı sonrası yaklaşık yarın saat süren sporumuz vardı, o da sonradan tavsadı. Spordan ziyade, Rüya’nın o hareketleri yaparkenki hali tavrı, yapmaya çalışması bizi eğlendiriyordu.

Tabii bir yandan şanslıyız, çünkü Rüya kendi kendine oynamaya yatkın. Eğer iyi bir oyun tutturursa bir iki saat idare ediyor onu. Bir yandan da hayali arkadaşlar üretme dönemi geldi. Oyuncaklarını farklı şekillerde, farklı kombinasyonlarla kullanıp kendine dünyalar yaratabiliyor. Bu yaratım sürecinde bazen bizi de yanında istiyor. Bu sürecin en zorlu yanlarından biri, onun sürekli biçim değiştiren oyunlarında yanında olma/oturmak zorunluluğuydu. Aslında sadece oturmak bile yeterli oluyordu ama bizimki sürekli kural koyan ve değiştiren baskın karakter olduğu için sabretmek oldukça zorlayıcı oldu. Oyun, bitmek bilmeyen bir döngüde yeni oyunlar doğuruyor çünkü.

Oyunlarına yer yer hastalık, doktor, virüs kavramları giriyor. Salgının bizden kaynaklı değil ama bizi etkileyen bir durum olduğunu, kurallara uyarsak sorun olmayacağını söylüyoruz. Tv’de gördüğü maskesiz kişilere “anne maske takmamış”, “bu eskiden çekilmiş galiba”, yoldan geçenlere “hiç önlem almamışlar” ya da “niye dışarıdalar” diye söyleniyor. Sürekli dışarı çıkma ya da sıkıldığını belli etme dertleri yok. Ama arada bir telefonda konuşurken dedesinin “sıkılıyor musun” sorusuna cevap vermeden önce bize bakıyor, ne desem diye.

Bizimki keyif yerindeyse pek bir dilli, konuşkan. Cımbız gibi bizden çektiği lafları kendi oyunlarına yerleştirip, arada bize de mesaj yollar. Şarkı sözü uydurma ve dans etme konusuna da çok yatkın. Uydurduğu dans figürleri ve şarkılarda bizi yine geri vokal, ritmci ya da arkadaki dansçılar olarak kullanmaya pek meyilli. Onun şarkılarına ayak uydurmak, günlük rutinin bir parçası. Onun hareketliliğine ayak uydurmak yorucu. Kızım “biz yaşlıyız” dediğimizde, “hayır orta yaşlısınız” diyor.

Kurduğu oyunlardaki ve şarkı sözlerindeki yaratıcılık hoşumuza gidiyor. Bazen şöyle bir videomu çekin ya da hadi kitap tanıtımı yapalım diye bize yön vermesi de cabası… Rüya’yla yaptığımız çocuk kitabı tanıtımlarını da youtube.com/yavuzy hesabında bulabilirsiniz.

Karantinanın uzayacağı belli olunca, online dersler başladı. Günde iki kez, yaklaşık 45 dakika dersler onun arkadaşları ve öğretmenleri ile buluşması için bir aracı oldu. Arada kısa süreli apartman önü scooter ve bisiklet kaçamakları da güneş alması için iyi oluyor. Ama zaten hava genellikle yağmurlu gitti.

İlk haftadaki etkinlik ve yaratıcılık performansımız düştü. Onun yerine kutu oyunları, aile oyunları aldı. Akşamları bil bakalım kim, jenga, kelime oyunu gibi oyunlarda bize eşlik ediyor. Onun izleyeceği animasyon filmi bulabilirsek iyi, ama diğer durumlarda da bize eşlik ediyor. Tabii ona da sormak lazım, bizimle bu kadar vakit geçirmek nedir, ne anlama gelir?

Yorulsak da bunalmadık, onunla vakit geçirmekten bıkmadık. Geçen bir buçuk ayın özeti buydu, hoşçakalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Trigonosefali

Bebeklerin kafatası kemikleri beynin rahat bir biçimde büyümesi için birbirinden ayrı oluyor ve bebeğin gelişimi süresinde kapanıyor. Bazen bebeklerde bu kemiklerin erken kapanmasindan kaynaklı Kraniosinostoz denilen bir rahatsızlık ortaya çıkıyor. Kemiğin kapandığı sütura göre kendi içinde de ayrılıyor. Trigonosefali diğer bir deyişle üçgen alın bunlardan biri. Alın kismindaki kemiklerin yani metopik süturun erken kapanması sebebiyle oluşuyor. Bu da kafa büyüdükçe alın kisminda şekil bozukluğuna sebep oluyor. Şakaklar basık oluyor bunun sonucunda alnın ortasina doğru üçgen bir sivrilik oluşuyor, gözler birbirine çok yakın ve çekik oluyor. Bizim doktorumuzdan  öğrendiğimize göre bu rahatsızlık daha kromozomlar birleşirkenki bir genetik hatadan kaynaklanıyor. Anne karnında kapanmaya başlıyor, o kadar erken yani. Rüyayı kucağıma ilk verdiklerinde fark ettik biz alnındaki çıkıntıyı. Çocuk doktoru ilk başta önemsemedi, doğdunda bebeklerin kafaları yamuk yumuk olabiliyor sonradan düzeli

2 yıl oldu ameliyat olalı

Beynimiz yaşanan kötü olayları iyi ki çabuk unutuyor yoksa yaşamak çok zor olurdu. 2 yıl oldu ameliyat olalı, ne çabuk geçiyor zaman. Bir sürü kişi ulaşıyor oğlu ya da kızına  trigonosefali teşhisi konmuş, konuşurken kendimi hatırlıyorum. Hayatımda ilk defa duyduğum bir rahatsızlık ve daha 20 günlük bir bebek, biri bana ne yapmam gerektigini söylesin istiyordum. Her konuştuğum annede o zamanki caresizligimi görüyorum. Rüya şimdi 2,5 yaşında upuzun saçları var ve dikiş izleri saçlarının içinde kayboldu. Tek sıkıntı sağ sakağında kemik kaynamamış henüz, açıklık var ( nabiz attığını görüyorsunuz ve yumuşak) Tuncer bey 6-7 yaşına kadar bekleyelim küçülebilir diyor. Olmazsa plaka yerleştirilebilir ama zorunlu olmadığımız sürece yeni bir ameliyat istemiyorum. Rüya'nın ameliyata dair bir şey hatırladığını sanmıyorum çok küçüktü sonuçta ama yaşıtı çocuklara göre doktordan iki kati daha fazla korkuyor hastane kapısında başlıyor ağlamaya, doktoru görünce de çılgınca ağlıyor. Neyseki öyle

trigonosefali kafa

Ameliyat öncesi hallerimiz böyleydi: