Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Öne Çıkan Yayın

Trigonosefali

Bebeklerin kafatası kemikleri beynin rahat bir biçimde büyümesi için birbirinden ayrı oluyor ve bebeğin gelişimi süresinde kapanıyor. Bazen bebeklerde bu kemiklerin erken kapanmasindan kaynaklı Kraniosinostoz denilen bir rahatsızlık ortaya çıkıyor. Kemiğin kapandığı sütura göre kendi içinde de ayrılıyor. Trigonosefali diğer bir deyişle üçgen alın bunlardan biri. Alın kismindaki kemiklerin yani metopik süturun erken kapanması sebebiyle oluşuyor. Bu da kafa büyüdükçe alın kisminda şekil bozukluğuna sebep oluyor. Şakaklar basık oluyor bunun sonucunda alnın ortasina doğru üçgen bir sivrilik oluşuyor, gözler birbirine çok yakın ve çekik oluyor. Bizim doktorumuzdan  öğrendiğimize göre bu rahatsızlık daha kromozomlar birleşirkenki bir genetik hatadan kaynaklanıyor. Anne karnında kapanmaya başlıyor, o kadar erken yani. Rüyayı kucağıma ilk verdiklerinde fark ettik biz alnındaki çıkıntıyı. Çocuk doktoru ilk başta önemsemedi, doğdunda bebeklerin kafaları yamuk yumuk olabiliyor sonradan düzeli

2014'ün Hediyesi

Bu yılın en güzel hediyesi sendin bize; senin gülüşün, ağlayışın, şaşkın bakışın, uyuyuşun ve uyanışın. 2014'ü bizim için anlamlı kılan, seni beklemek ve seni kucaklamaktı. Yavaş yavaş büyüyüp bizi mutlu etmeye devam ediyorsun. Yeni yıl büyümenin her türlü zorluğuyla seni ve bizi bekliyor. Sen büyüyorsun, biz yaşlanıyoruz; sen 4-5-6 aylık oldukça biz de 384-385-386. aylarımıza doğru gidiyoruz. Biz kendi biberonlarımızı tutabildiğimiz için şimdilik seni yönetme hakkını elimizde tutuyoruz. Ama bizimle konuştukça, bize karşı çıktıkça -şimdilik sadece tepiklemekle meşgulsün- eminim işler değişecektir. İyi ki doğdun, iyi ki bizimlesin!

trigonosefali kafa

Ameliyat öncesi hallerimiz böyleydi: 

Yeni bir 3 ay

Seninle 3 ay doldu, şimdi yeni bir ay 3 ay başlıyor, senle ilgili ilk kritik kararı verdiğimiz ya da vereceğimiz bir dönem. 3aylıkken getirin demişlerdi, geldik ve gördük ki sıkıntı devam ediyor. Alnındaki hafif şekil bozukluğu için -trigonosefali deniyor- ameliyata gireceksin. Daha 20 günlükken şehirlerarası otobüs yolculuğuna çıktın, 3 aylık olmadan uçağa bindin. Bu zorluğa da katlanacaksın eminiz ama biz nasıl dayanacağız o 3-4 saat, bilemiyoruz. Sen bizim kızımızsın, bizim de kolaylık değil zorlukla dolu hayatımız, herkes için düz olan yollar engebeli, engebeli yollar dağlar aşan cinstendi. Biz onları aştık, sen de aşacaksın emimim. Kendimizi zorladık, seni de zorlayacağız kızım. Üzgünüm ve özür dilerim ama sen kendi kararlarını alana kadar bizim engebeli yollarımızın tırtırlarından geçeceksin, bizim için az olan senin için çok fazla olsa bile. Uyurken çok güzelsin, gözlerinle bizi aranırken de , keşke  o doktor odaları, hastane yataklarıyla hemen tanışmasaydın ama senin de kad

3. Ayımız

Artık 3 aylık oldun, ilk zamanlardan bu yana bir hayli serpildin ama yaşıtlarına göre hala küçüksün. Kucağımızda kafanı dik tutabilmek için çabalıyorsun, oldukça azimlisin. Eller nasıl tatlıysa şapır şupur bütün parmaklar ağzında. Çok gülüyoruz onları emerken çıkardığın seslere. Seninle konuştuğumuzda sen de sesler çıkararak kendince bize cevap veriyorsun, gülücükler dağıtıyorsun. Hatta arada sesli gülüyorsun. Biraz da cadısın onu da söyleyeyim, feci çığlıklar atıyorsun istediğin olmadığında. Sinir var yani, kime çektiysen artık ??? Anakucağının dönencesi ve müzikli hipopotamın seni oyalamak için birebir, şimdilik. Seninle hayat kauçuk emzikten önce ve kauçuk emzikten sonra şeklinde ayrılıyor. Öncesinde  yapışık ikiz modundayken şimdi daha rahatız, kendi kendine bir süre oyalanıyor en önemlisi uyuyorsun. Biz şanslı anne babalardanız aslında, ağlayan, huzursuz bir bebek değilsin sakinsin doğduğundan beri. Böyle de devam eder umarım. Seninle her gün bir öncekinden daha güzel geçiyor artı

"Her siyahın bir beyazı, gecelerin gundüzü de vardır

Sen büyüyüp kocaman kadın olana kadar kim bilir neler gösterecek zaman. Her sıkıntının bir sebebi var elbet. "Sen anne/baba olunca anlarsın" lafı çok doğruymuş gerçekten. Seni her doktora götürdüğümüzde yüreğimiz ağzımızda bekliyoruz doktorların soyleyeceklerini.  Bu aralar çok canımızı sıkıyorlar ama en sonunda herşey yoluna giriyor. Herşey yolunda gidecek inşallah. Güzel günlerimiz olacak.

2. Ay

Bir hafta sonra 2. ayımızı geride bırakacağız. Artık anakucağının dönencesindeki ışıkları ve oyuncakları izliyorsun, seninle konuşurken gülücük atıyorsun.. büyüyorsun. Biz bir iki diye ayları sayarken bir de bakacağız ki yıllar geçmiş kocaman güzel bir kız olmuşsun.

Büyüyoruz

45. günümüz geride kalıyor, gazlı olmadığı zamanlarda sakin, gece uykuları hala düzensiz. Akşam erken uyuduysa gece uyumakta direniyor. Ortalama 3 kere uyandıktan sonra 1 saat içinde uyumadığımız oluyor. Ama büyüyoruz işte, sen kilo alıp bu oksijenli ortamda neler yapman gerektiğini öğrenip yavaş yavaş kilo alırken biz de ne zaman ne yapacağımızı kestirmeye çalışıyoruz. İlk günlerdeki zayıflığın (2,5 kilodan biraz fazlaydın) geride kaldıkça alnında bizi üzen sivrilik de toparlanıyor. Seni ilk günlerde fazlaca yorduk doktor kapılarında. Yine de sen bizi çok yormadın, sağolasın. Geçen 45 gün zorluklardan değil ama ömrümüzün uzunluğunu ve yapacak çok şeyin olmasını hatırlattığı için uzun geldi. Ne sen artık anne karnının rahatlığındasın ne biz boş boş oturup ayak uzatmak keyfinde. Üçümüz için de yeni hayat, senin peşinde, kendimizin içinde!

Hoşgeldin

" Bugün günlerden güzellik, sefa geldin hoşgeldin." Ne güzel demiş Hüsnü Arkan.  Sefa geldin hoşgeldin hayatımıza güzel Rüyam, sen geldin ve daha güzelleşti hayatımız.   3 Eylül günü sabaha karşı 5'te seni kucağıma verdiklerinde ne kadar da küçüktün. Hala küçücüksün.