Bebeklerin kafatası kemikleri beynin rahat bir biçimde büyümesi için birbirinden ayrı oluyor ve bebeğin gelişimi süresinde kapanıyor. Bazen bebeklerde bu kemiklerin erken kapanmasindan kaynaklı Kraniosinostoz denilen bir rahatsızlık ortaya çıkıyor. Kemiğin kapandığı sütura göre kendi içinde de ayrılıyor. Trigonosefali diğer bir deyişle üçgen alın bunlardan biri. Alın kismindaki kemiklerin yani metopik süturun erken kapanması sebebiyle oluşuyor. Bu da kafa büyüdükçe alın kisminda şekil bozukluğuna sebep oluyor. Şakaklar basık oluyor bunun sonucunda alnın ortasina doğru üçgen bir sivrilik oluşuyor, gözler birbirine çok yakın ve çekik oluyor. Bizim doktorumuzdan öğrendiğimize göre bu rahatsızlık daha kromozomlar birleşirkenki bir genetik hatadan kaynaklanıyor. Anne karnında kapanmaya başlıyor, o kadar erken yani. Rüyayı kucağıma ilk verdiklerinde fark ettik biz alnındaki çıkıntıyı. Çocuk doktoru ilk başta önemsemedi, doğdunda bebeklerin kafaları yamuk yumuk olabiliyor sonradan düzeli
45. günümüz geride kalıyor, gazlı olmadığı zamanlarda sakin, gece uykuları hala düzensiz. Akşam erken uyuduysa gece uyumakta direniyor. Ortalama 3 kere uyandıktan sonra 1 saat içinde uyumadığımız oluyor. Ama büyüyoruz işte, sen kilo alıp bu oksijenli ortamda neler yapman gerektiğini öğrenip yavaş yavaş kilo alırken biz de ne zaman ne yapacağımızı kestirmeye çalışıyoruz. İlk günlerdeki zayıflığın (2,5 kilodan biraz fazlaydın) geride kaldıkça alnında bizi üzen sivrilik de toparlanıyor. Seni ilk günlerde fazlaca yorduk doktor kapılarında. Yine de sen bizi çok yormadın, sağolasın. Geçen 45 gün zorluklardan değil ama ömrümüzün uzunluğunu ve yapacak çok şeyin olmasını hatırlattığı için uzun geldi. Ne sen artık anne karnının rahatlığındasın ne biz boş boş oturup ayak uzatmak keyfinde. Üçümüz için de yeni hayat, senin peşinde, kendimizin içinde!
Yorumlar
Yorum Gönder